Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul Saraçhane'deki gösterilerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, merhum annesine ve ailesine yapılan hakaretleri sert bir dille kınadı. Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bu tür eylemleri kabul edilemez bulduğunu belirtti. Bu tür saldırgan ve saygısız ifadelerin, demokratik bir toplumda yeri olmadığını vurguladı. Yılmaz, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne inanan herkesin bu tür davranışları reddetmesi gerektiğini dile getirdi. Olayın toplumsal barışı zedelemeye yönelik bir girişim olduğunu düşünen Yılmaz, bu tarz olayların sorumlularının hesap vermesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Ülkenin huzur ve güvenliğinin korunması için, herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini ifade etti. Yılmaz, olayın sadece bir kişiye veya aileye değil, tüm topluma yönelik bir saldırı olduğunu vurgulayarak, toplumun birlik ve beraberliğinin korunmasının önemine dikkat çekti.
Zehirli Dil ve Toplumsal Gerilim
Yılmaz, "Sokaklarda Sayın Cumhurbaşkanımıza, merhum annesine ve ailesine yönelik zehirli dil kullananları lanetliyorum" diyerek tepkisini dile getirdi. Bu hadsiz ve edepsiz dilin, milletimizin ortak değerlerine, demokrasiye ve hukuk devletine zerre kadar inanmayanlara yakıştığını belirtti. Bu aşağılık dile zemin hazırlayanların, toplumsal gerilim oluşturmayı hedeflediklerini ve utanç verici suçlarını gizleme çabası içinde olduklarını savundu. Yılmaz, özgürlük adı altında yapılan bu tür saldırıların demokratik haklarla bağdaşmadığını, hukuki sonuçlar doğurabileceğini hatırlattı. Hakaret içeren söylemlerin toplumun huzurunu bozduğunu ve demokratik tartışmayı engellediğini vurguladı. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini de ekledi.
Demokrasi ve Hukuk Devleti Vurgusu
Yılmaz, açıklamasında demokrasinin ve hukuk devletinin önemini vurguladı. Söz konusu hakaretlerin, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğunu belirtti. Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olarak görevini yerine getirirken maruz kaldığı bu saldırganlığın kabul edilemez olduğunu ifade etti. Yılmaz, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için, hem bireysel hem de kurumsal olarak sorumluluk alınması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin demokratik değerlerine bağlılığını tekrarladı ve bu tür olayların toplumun huzurunu bozabileceğini hatırlattı. Toplumsal barışın korunması için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğinin altını çizdi.